Milli aşı TURKOVAC bilim literatürüne girdi

TURKOVAC aşısının “İki Dozluk Programlarının” etkililiği ve güvenilirliğine ilişkin, öteki bir inaktif aşı olan Coronavac aşısıyla karşılaştırmalı Faz-3 çalışması ara neticeleri internasyonal hakemli dergide yayınlandı. 22 Haziran 2021 ile 7 Ocak 2022 arasında, Türkiye çapında 10 ayrı üniversitede, 18-55 yaşları içinde 1290 gönüllüye, ikincisi 28. günde olmak suretiyle iki doz aşı uygulanarak meydana getirilen çalışmaya göre TURKOVAC, aktivite açısından Coronavac ile benzer sonuçlar verdi. Zaten uygulamada olan Türk aşısının internasyonal arenada tescillenmesi, tıp çevrelerinde sevinçle karşılandı. Aydınlık gazetesinde bulunan habere göre Prof. Dr. Deniz Çalışkan ve enfeksiyon rahatsızlıkları uzmanı Prof. Dr. Alper Şener, TURKOVAC’ın ilmi camiada rüştünü kanıtlama ettiğini, bu başarıyla gurur duyduklarını söylediler.

DÜŞÜK GELİRLİ ÜLKELER İÇİN AŞIYA ERİŞİM KOLAYLIĞI

Bilimsel hakemli dergilerde gösterilen makalelere ev sahipliği yaparak aleni erişim elde eden gösterim kuruluşu MDPI (multidisciplinary publishing institute)’de gösterilen makalede “Sonuçlarımız, TURKOVAC’ın minimum Coronavac kadar etkili bulunduğunu ve 18-55 yaş arası bir popülasyonda oldukça iyi bir emniyet profiline haiz bulunduğunu gösterdi.” ifadesine yer verildi. Faz-3 çalışması raporunda TURKOVAC’ın “İkinci dozdan 14 gün sonra semptomatik KOVID-19’u önlemede 18-55 yaş arası kişilerde yüzde 41,03’lük göreceli risk azalmasıyla Coronavac’tan daha aşağı olmadığını gösterdiği” anlatım edildi.

Makalede, aşının değişik VOC’lere karşı etkililiğini ve koruma süresini göstermek ve yaşlı nüfus, ergenler, ufak çocuklar ve muayyen süreğen rahatsızlıkları olan bireyler üstündeki emniyet ve etkililiğini değerlendirmek için TURKOVAC’ın performansı ile alakalı daha oldukça veriye gereksinim olduğuna dikkat çekildi. TURKOVAC ile alakalı Faz-4, yani tatbik sonrası izlem, veri toplama çalışmaları da devam ediyor.

İnaktif aşıların, 2–8 derecelik düzgüsel buzdolabı sıcaklıklarında üç yıldan uzun süre sevk edilip rafa kaldırılabildikleri anımsatılan makalede, düşük ve orta gelirli ülkelerde, hem birey hem de cemiyet sağlığı açısından KOVİD -19 aşılarının bulunabilirliğini çoğaltmak açısından TURCOVAC’ın başarısının önemi vurgulandı.

Kovid -19 aşısı TURKOVAC’ın 2021’in sonunda acele kullanım onayı almasıyla Türkiye koronavirüs aşısı üreten 9 ülkeden biri olmuştu. Erciyes Üniversitesi ve Sağlık Bakanlığı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) iş birliğiyle tasarlanan TURKOVAC’ın ilk aşaması olan Faz 1 çalışmaları 5 Kasım 2020’de başladı. İlk dozu 10 Şubat 2021’de meydana getirilen Faz 2 çalışmalarında da aşıyla alakalı müspet veriler elde edildi. Yerli Kovid -19 aşısının Faz-3 kapsamındaki ilk dozu, 22 Haziran 2021’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın video konuşma ile katılmış olduğu Ankara Şehir Hastanesindeki programda yapılmıştı.

YERLİ AŞIYA YOĞUN İLGİ

Prof. Dr. Alper Şener, “Türkiye uzun bir aradan sonra bir aşıyı ilk defa tamamiyle yerli sermayeyle, yerli girişimciyle ve kendi araştırmacılarıyla geliştirmiş ve Faz çalışmalarını tamamlamıştır. Sahada uygulanıyor olması da oldukça önemli. Ürünler geliştirilir, piyasaya takdim edilir fakat sahada mukamele bulmaz. Kendi hastanemizde öteki aşı sıraları boşken TURKOVAC’ta aşı kuyruklarına tanık olduk. Vatandaşın gösterdiği bu alaka de oldukça önemli. Özlediğimiz, gurur duyduğumuz bir şey.” dedi.

Prof. Dr. Deniz Çalışkan, sonuçların hakemli dergide yayımlanmasıyla beraber TURKOVAC’a dair endişelerin ortadan kalktığını belirterek, “Önümüzdeki devre salgınlar öngörmek mümkün. Bu şartlarda kendi olanaklarımızla ürettiğimiz bir aşımızın olması büyük bir gurur vesilesi. Üreten kadroya şükran borçluyuz. Şimdi hakemli dergide yayımlanmasıyla metodolojinin güvenilir olduğu teyit edilmiş oldu” diye konuştu. Prof. Dr. Çalışkan, kullanım onayı aldıktan sonra TURKOVAC ile birden fazla kaybın önüne geçildiğini anımsattı.

“TARİHE ŞAHİT OLUYORUZ”

Enfeksiyon rahatsızlıkları uzmanı Prof. Dr. Alper Şener, TURKOVAC’ı geliştiren ekibin, daha ilkin Kırım Kongo aşısını belli bir aşamaya getirdiğini fakat sonuçlandıramadığını anımsatarak şu şekilde konuştu: “Aynı ekip, inaktif korona aşısını, tüm dünyayla aynı vakit dilimi içinde, yaygın kitlesel tatbik aşısı durumuna getirdi, bu büyük bir başarı. Aşılar geliştirilir fakat internasyonal otoriteler, DSÖ tarafınca kabul görmediği sürece mahalli kalır. TURKOVAC, DSÖ’nün ilmi gözleminden geçti. Uygulama aşamasında kabul gördü. DSÖ’nün sıralamasında yer aldı. Daha da önemlisi, DSÖ’nün azgelişmiş ülkelere aşı bağışı için kurduğu Covax sisteminde de yer aldı. Kovid 19 süreci, Türk bilim camiası açısından gurur verici aşamalarla ilerledi.”

Prof. Dr. Alper Şener, bir öteki aşamanın, Kovid 19’un teşhisi için geliştirilip hızla programa konulmuş olan yerli PCR kitimiz bulunduğunu belirtti. Şener, “Sahada uygulandı. Hem Türkiye’de hem Afrika kıtasında birçok ülke, PCR kitlerimizi TÜSEF’in öncülüğünde, para ödeyerek satın aldı. En son Sağlık Bakanımız bir izahat yaptı: Türkiye, aynı anda hem Kovid ve İnfluenza, hem RSA virüslerini çözümleme eden bir kit geliştirdi. Yerli ve ulusal sermayeyle. Bu da oldukça yakın bir vadede programa geçecek. Solunum yolu patojenlerini yakalamaya yönelik tanı kitleri, teknoloji piramidinin tepesidir. Pek oldukça kit geliştirilebilir fakat teneffüs yolu problemlerinin tanısında hep sorunlar yaşanmıştır. Türkiye bu üç başarıyla oldukça büyük bir mihenk taşını atladı. Tarihe tanık oluyoruz.” diye konuştu.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*